on all fours

  1. (a) gereğince, uyarınca, mucibince, (b) dört ayak üzerinde, sürünerek.
    It was necessary to go on all
    fours to squeeze through the opening: Delikten geçebilmek için dört ayak (eller ve dizler) üzerinde sürünmek gerekti.
  2. (a) dört ayak üstünde, (b) elleri ve dizleri üzerinde, dörtelli (yürüyüş).
    be on all fours with …
    : … ile eşit/aynı olmak, … ile karşılaştırılabilmek.
    The two cases are not on all fours: Bu iki durum (dava) birbirinin aynı değildir.
    go/run on all fours: dört elli (elleri ve dizleri üstünde) yürümek.